Tolga Şardan savcılık ifadesinde, “Sadece halkı bilgilendirmek için gazetecilik yaptım” dedi; avukatı yazının ihbar niteliğinde sayılması gerektiğini söyledi

T24 Ankara

MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısı sonrası hakkında başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan T24 yazarı Tolga Şardan, savcılığa verdiği ifadede, “Sayın Uçar’ın dilekçesinin ardından HSK’ya yine Anadolu’nun değişik köşelerinde görev yapan yargı mensupları tarafından ihbarlar yapılmaktadır. Ve HSK tarafından görevlendirilen müfettişler söz konusu iddialar çerçevesinde aralarında üst düzey yargı mensupları da olmak üzere birçok kişinin bilgi sahibi konumunda ifadelerini almışlardır. Görüleceği üzere devletin en saygın kurumlarından olan MİT Başkanlığı da söz konusu iddialar çerçevesinde bilhassa Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelen talimat sonrasında, adı geçen yargı mensupları üzerinde de detaylı araştırma yapmıştır. Dolayısıyla kulislerden elde ettiğim bilgileri söz konusu yazıda kaleme alırken tarafıma yönelttiğiniz TCK 217/A maddesi hükümlerine aykırı herhangi bir girişimim olmamıştır” diye belirtti.

Suçlamayı kabul etmeyen Şardan, “Altını çizerek söylüyorum sadece halkı bilgilendirmek çerçevesinde gazetecilik yaptım” dedi. Şardan’ın avukatı ise, “Müvekkilin yazısının ihbar niteliği sayılıp soruşturmayı açan savcılıkça araştırılması gerekirdi” dedi.

Kararında TCK 217/A’nın katalog suçlardan olduğunu ifade eden 1. Sulh Ceza Hakimliği, tutuklamaya gerekçe olarak “kaçma şüphesi ile delilleri yok etme, gizleme, tanık ve mağdurlar üzerinde baskı oluşturma şüphesinin bulunduğunu” öne sürdü. Mahkemenin tutuklamaya sunduğu gerekçelerden biri de “beklenen ceza veya güvenlik önlemi” oldu.

TIKLAYIN – MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu yargı raporunu yazan T24 yazarı Tolga Şardan tutuklandı!

T24 yazarı Tolga Şardan,“MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısı sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın re’sen başlattığı soruşturma kapsamında savcılık ifadesinin ardından sevk edildiği mahkemece, Türk Ceza Kanunu (TCK) 217/A uyarınca “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla tutuklandı. 

Şardan, savcılık ifadesinde 35 yıldır gazetecilik yaptığını ve mesleki kariyerinin tamamını güvenlik ve yargı konularının oluşturduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:

“35 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’nin yargı ve güvenlik bürokrasisini yakından takip ediyorum”

“Öncelikle belirtmek isterim ki ben 35 yıldır gazetecilik yapmaktayım. Mesleki kariyerimin tamamı güvenlik ve yargı konularından müteşekkildir. Dolayısıyla 35 yıldır Türkiye Cumhuriyetinin yargı ve güvenlik bürokrasisini yakından takip eden bir gazeteci olarak hangi konuların suç teşkil edeceğini, hangi konuların suç teşkil etmeyeceğini bilecek tecrübeye sahibim. Bana bildirmiş olduğunuz suç iddiasıyla ilgili olarak atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Biraz önce kişisel kariyerimle ilgili vermiş olduğum bilgi dahilinde hakkında soruşturma başlatılan konu sizin ve kamuoyunun da bilgisi dahilinde güncel bir konudur. Hatta öyle ki bu konunun başlangıcı İstanbul Anadolu Adliyesi Cumhuriyeti Başsavcısı Sayın İsmail Uçar’ın kamuoyuna yansıyan dilekçesidir. Bizde kamuoyundan öğrendik ki Sayın Başsavcının iddiaları kamuoyunda da geniş yankı bulmuş, kamuoyunu bilgilendirmesi gereken, haber değeri taşıyan konulardır. Ben de bu gelişme üzerine az önce sözünü ettiğim 35 yıllık mesleki kariyerimdeki oluşturduğum ve Basın Kanunu uyarınca adını vermek istemediğim farklı kaynaklar üzerinden gelişmeleri takip etmeye başladım. Gazeteciliğin temel kurallarından bir tanesi fikri takiptir, yani başlayan olayların devamının halka duyurulması çerçevesinde fikri takip prensibi doğrultusunda yaşanan yeni gelişmelerin halkı bilgilendirilmesi amacıyla yürütülen çalışmalardır.

“Başsavcı Uçar’ın yargı sisteminde büyük yankı bulan iddialarının sonuçlarının ne olacağını araştırdım”

Ben de bu prensiple Başsavcı Uçar’ın yargı sisteminde büyük yankı bulan iddialarının sonuçlarının ne olduğu ya da olacağını araştırdım. Kulislerden elde ettiğim bilgileri soruşturmaya konu olan yazıda da kaleme aldım. Tabii şunu söylemek istiyorum. Kulislerde benim yazdıklarımın çok daha fazlası bilgileri mevcut. Şöyle ki, Sayın Uçar’ın dilekçesinin ardından HSK’ya yine Anadolu’nun değişik köşelerinde görev yapan yargı mensupları tarafından ihbarlar yapılmaktadır. Ve HSK tarafından görevlendirilen müfettişler söz konusu iddialar çerçevesinde aralarında üst düzey yargı mensupları da olmak üzere birçok kişinin bilgi sahibi konumunda ifadelerini almışlardır. Görüleceği üzere devletin en saygın kurumlarından olan MİT Başkanlığı da söz konusu iddialar çerçevesinde bilhassa Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelen talimat sonrasında, adı geçen yargı mensupları üzerinde de detaylı araştırma yapmıştır. Dolayısıyla kulislerden elde ettiğim bilgileri söz konusu yazıda kaleme alırken tarafıma yönelttiğiniz TCK 217/A maddesi hükümlerine aykırı herhangi bir girişimim olmamıştır.

“Hiçbir dönemde yazdığım haberlere resmi yalanlama, tekzip veya açıklama yapılmamıştır”

Meslek hayatım boyunca şahsımı yakından tanıyan devlet ve kamu görevlileri benim nasıl gazetecilik yaptığımı bilirler. Yanlış hatırlamıyorsam şu ana kadar 17 İçişleri Bakanı, 22 Emniyet Genel Müdürüyle gazeteci-bürokrat veya gazeteci-siyasetçi çizgisi üzerinden birlikte çalışmışlığım vardır. Hiçbir dönemde yazdığım haberlere ve Büyüteç adı altında kaleme aldığım yazılara yönelik resmi yalanlama, tekzip veya açıklama yapılmamıştır. Dolayısıyla bugün hakkında soruşturmaya neden olan söz konusu bilgileri içeren yazı da yalanlanmadığı gibi içeriği itibarıyla yargı camiasında özellikle yaşananlardan rahatsız olan yargı mensupları nezdinde devletinde bir bakıma itibar kazanmasına vesile olmuştur.

“Altını çizerek söylüyorum, sadece halkı bilgilendirmek çerçevesinde gazetecilik yaptım”

Şunu da eklemek istiyorum. Eğer ben TCK 217. Madde hükmüne göre aykırı hareket etmiş olsaydım söz konusu yazı içinde ulaştığım ama teyidini alamadığım ham bilgileri de kullanabilirdim. Dolayısıyla ben art niyetli hareket eden gazeteci olsaydım, tecrübesiz bir gazeteci olsaydım bugün kamu görevlilerinin kişi hak ve özgürlüklerine yönelik de hareket etmiş olurdum. Dolayısıyla ben söz konusu yazıyla ilgili tarafıma atfedilen suçu kabul etmiyorum. Halkı bilgilendirmek, güncel bir konuyla ilgili olarak bilgilendirmek, altını çizerek söylüyorum sadece bilgilendirmek çerçevesinde gazetecilik yaptım. Gönül isterdi ki bu konuda önce devletin ilgili kurumlarının söz konusu yazıyla ilgili açıklama yapılmasını beklenmesini, sonradan da tarafıma yönelik adli soruşturmaya başlatılması tercih edilebilirdi. Bu noktada halen Ankara Adliyesi’nde şüpheli olarak hakkımda yürütülen soruşturmaların bir benzeri de tarafınızdan yürütülebilirdi. Söyleyeceklerim bundan ibarettir.”

Avukatı: Hiçbir davasından yalan ya da yanıltıcı haber yaptığına dair herhangi bir karar çıkmamıştır

Şardan’ın avukatı Suna Öztaşdönderen ise, “Müvekkilim söz konusu TCK’da ilgili maddeyi ihlal etmesi için kaynaklarından kendisine gelen bilginin yalan bilgi olduğu inancıyla vermiş olması gerekmektedir. Yazının bütünü incelendiğinde görülecektir ki böyle bir durum söz konusu değildir. Kaldı ki artık yargı mensuplarının kendi aralarındaki atışmaları herkesin bilgisi halindedir. İlgili maddeyle ilgili gözaltı kararı verilmeden önce T24 yayınına ne bir tekzip ne de bir yalanlama gelmiştir. Vekil olarak müvekkilim emniyet, bürokrasi ve bakanlık nezdinde ihtilaf yaşadığı yazıları sebebiyle suç isnat edilen taraflar bakımından çok fazla davasına vekil olarak katılmış bulunduk fakat herhangi birinden şimdiye kadar müvekkilimin yalan ya da yanıltıcı haber yaptığına dair herhangi bir karar çıkmamıştır” dedi.

“Yazının ihbar niteliği sayılıp soruşturmayı açan savcılıkça araştırılması gerekirdi”

Avukat Öztaşdönderen, “Bu konuda bakanlar dahil birçok kişi yazıları sebebiyle rahatsızlık yaşamışlarsa da herhangi bir şekilde müvekkilimin hakkında bir gözaltı kararı verilmemiştir. Müvekkilim yazdığı yazıyla aslında Anadolu Cumhuriyet Başsavcısının vermiş olduğu dilekçeyle paralel uyum göstermektedir. Üç büyükşehirdeki adliyelerde vekiller dahil herkes benzeri konular hakkında maalesef bu şüpheyi taşımaktadır. Bu sebeple müvekkilin yazısının ihbar niteliği sayılıp söz konusu soruşturmayı açan savcılıkça araştırılması gerekirken, bilginin yalan olup olmadığı teyit edilmemişken müvekkilim adeta örgüt üyesi gibi gözaltına alınıp huzurunuza çıkarılmıştır” dedi.

 

Hakimlik gerekçesi: “Kaçma şüphesi ile delilleri yok etme şüphesi” ile “beklenen ceza veya güvenlik önlemi!

Savcılık ifadesinin ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen Şardan, hakimlik sorgusunda da savcılık ifadesini tekrarladı. Kararını açıklayan mahkeme, T24 yazarı gazeteci Tolga Şardan’ın TCK’nın 217/a maddesi gereğince “halkın yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu”ndan tutuklanmasına karar verdi.

Kararında TCK 217/A’nın katalog suçlardan olduğunu ifade eden 1. Sulh Ceza Hakimliği, tutuklamaya gerekçe olarak “kaçma şüphesi ile delilleri yok etme, gizleme, tanık ve mağdurlar üzerinde baskı oluşturma şüphesinin bulunduğunu” öne sürdü. Mahkemenin tutuklamaya “beklenen ceza veya güvenlik önlemi” gerekçesi sunduğu tutuklama kararında şöyle denildi:

“Soruşturma dosyasında bulunan yakalama tutanağı, şüpheli savunması, diğer kolluk tutanakları ve diğer belgeler incelendiğinde; şüphelinin ‘MİT’in Cumhurbaşkanlığına sunduğu yargı raporunda neler var?’ başlıklı yazı içeriğinde TCK’nın 217/a maddesinde düzenlenen halkın yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun unsurlarının oluşturacak şekilde sözlü beyanlarda bulunduğu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller bulunduğu, yüklenen suçun yasada öngörülen ceza miktarı, işlendiği iddia edilen suçun önemli ve ciddi sayılan katalog suçlardan olması nedeniyle tutuklama nedenin ‘Kanun gereğince’ var sayıldığı, alması muhtemel ceza göz önüne alındığında kaçma şüphesinin bulunduğu, soruşturmanın henüz tamamlanmaması nedeniyle şüphelinin delilleri yok etme, gizleme, tanık ve mağdurlar üzerinde baskı oluşturma şüphesinin bulunduğu, işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik önlemi değerlendirildiğinde, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 13. maddesinde ifade olunan ölçülülük’ ilkesi uyarınca, daha hafif koruma önlemi olan adli kontrol tedbiri uygulanmasının bu aşamada soruşturmaya konu suç ve bu şüpheli açısından ‘yetersiz kalacağı ve amaca hizmet etmeyeceği kanaatine vanılarak şüpheli ve müdafisinin serbest bırakılma istemlerinin REDDİ ile şüphelinin 5271 sayılı CMK’nın 100 ve devamı maddeleri uyarınca TUTUKLANMASINA.”

TIKLAYIN – T24 yazarı Tolga Şardan’ın gözaltına alınmasına sosyal medyada tepki: Gözaltılar, baskılar gazetecileri susturamaz!

TIKLAYIN – Kılıçdaroğlu’ndan gazeteci Tolga Şardan’ın gözaltına alınmasına tepki: Bu karardan derhal dönülmelidir!

TIKLAYIN – Şardan’ın ardından gazeteci Dinçer Gökçe de gözaltına alındı

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989dan 2018e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçinin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneğince ödüle layık bulundu. 

Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyetince verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü’nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019da Doğan Kitaptan yayımlanan Komonist Masası’nda Nazım Hikmet” adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 

2019dan bu yana T24te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.

 

Author: Seher Alp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir