Bayramda kilo alımına dikkat: Uzmanından 7 altın kural

Bir aylık oruç döneminin ardından Ramazan Bayramı’yla birlikte beslenme alışkanlığında hızlı bir değişim yaşanacak olması hızlı kilo alma riskini de beraberinde getiriyor. Medicana Zincirlikuyu Hastanesi’nden Uzman Diyetisyen Sedef Aksu, hem kilosunu korumak isteyenler için hem de diyabet gibi kronik hastalığı olanlar için önemli beslenme tavsiyelerinde bulundu.

“İki ana, iki ara öğün formülünü uygulayın”

Ramazan Bayramı’nda güne mutlaka kahvaltıyla başlanması ve 2 ana, 2 ara öğün formülü uygulanması gerektiğini belirten Uzm. Dyt. Sedef Aksu, “Bayramın ilk sabahı ani yeme eğiliminde bulunmamak gerekiyor. Kahvaltıyı daha sade, kalorisi düşük besinlerle tercih etmemiz iyi olur. Tahıllı ekmek grubuna, mevsimi olan meyve ve sebzelere kahvaltıda yer verebiliriz. Bayram olduğu için gittiğimiz misafirliklerde tatlı ve şeker ikramı oldukça fazla olacaktır. Bu yüzden kahvaltılarımızda reçel tarzı ürünleri minimalize edip, ikramlıkların porsiyonlarına dikkat ederek dengeli hale getirebiliriz. Bayram döneminde yüksek karbonhidrat içerikli besleniyoruz ve fiziksel aktiviteyi minimum düzeye düşürüyoruz. Özellikle bu noktada meyve, sebze ve tahıl ürün tüketimine daha fazla dikkat etmemiz gerekmekte. Şerbetli tatlılar ve hamur işi yiyecekler yerine puding sütlü tatlı veya meyveli tatlılarını tercih edebiliriz” dedi.

Şerbetli tatlılar için yarım porsiyon tavsiyesi

Şerbetli tatlıların yarım porsiyon şeklinde tüketilmesi tavsiyesinde bulunan Uzm. Dyt. Sedef Aksu, “Tatlı ikramları karşısında gün içerisindeki beslenmemizde pilav, makarna, ekmek gibi karbonhidrat grubunu minimalize ederek dengeleyici bir öğün kurabiliriz. Fiziksel aktiviteyi biraz artırabiliriz. En azından metabolizmamız daha hızlı harekete geçecektir. Su tüketimi, fiziksel aktiviteyle birlikte metabolizmamızı hızlandırıcı etkiye sahip olacaktır” ifadelerini kullandı.

Çocuklar için de şeker tüketimine dair uyarıda bulunan Uzm. Dyt. Sedef Aksu, “Çocuklar özellikle tatlı, şeker, çikolata ikramlarına biraz daha dikkat etmeli. Aksi takdirde sindirim problemleriyle karşı karşıya kalabilirler, ve şeker tüketimi diş çürüklerine neden olabilir. Bazı bağırsak problemleri rahatsızlıklarına yol açabilir. O yüzden çocuklara da puding ve sütlü tatlı tüketimi veya meyve gruplarını önermekteyiz” dedi.

“Diyabet hastaları karbonhidrat ve şekerden uzak durmalı”

Kronik rahatsızlığı olanların ve diyabet hastalarının karbonhidrat ve şeker tüketimine daha fazla dikkat etmek zorunda olduğunu belirten Uzm. Dyt. Sedef Aksu, şu önerilerde bulundu:

“Özellikle kronik rahatsızlığı olanların ve diyabet hastalarının, tatlı, hamur işi tüketimine daha fazla dikkat etmeleri gerekiyor. Çünkü hamur işi ve şerbetli tatlı tüketildikleri zaman kan şekerinde ani dalgalanmalara yol açar ve sonrasında kişi, yorgunluk, halsizlik veya kan şekerinde problemlerle karşılaşabilir. Bu tür rahatsızlığı olan kişiler porsiyon ölçüsüne dikkat ederek, ara öğünlerini dahak ontrollü şekilde tüketerek ve gün içerisinde karbonhidrat ve meyve grubunu minimalize ederek dengeleyebilirler. Mutlaka sütlü tatlı veya meyveli tatlı tüketmeye özen göstermeliler.”

Tansiyon hastalarına kafein uyarısı

Bayramda misafirliklerde çay, kahve tüketiminin arttığına dikkat çeken Aksu, bununla ilgili olarak, “Yemekleri yavaş yavaş, iyice çiğneyerek tüketmelerini tavsiye ediyorum. Özelikle çay ve kahve miktarına dikkat etmeleri gerekiyor. Tansiyon hastalığı olanlar fazla kafein tükettikleri zaman önemli rahatsızlıklara yol açabiliyor. Bu noktada su önceliğimiz olsun. Kronik rahatsızlığı olanlar misafirliğe aç karınla gitmesin, evde kendi öğünlerini tüketip giderlerse daha küçük bir mideyle, daha minimalize ikramlarla karşılaşırlar ve daha doyurucu olur” dedi.

Uzm. Diyetisyen Sedef Aksu bayramda kilo almanın önüne geçebilmek için uygulanması gereken 7 maddeyi şöyle sıraladı:

*”Güne mutlaka kahvaltıyla başlayın,

*2 ana, 2 ara öğün formülünü uygulayın,

*Kahvaltıda haşlanmış yumurta, sebze ve tahıllı ekmek tercih edin, reçel gibi ürünleri tüketmeyin,

*Şerbetli tatlılar ve hamur işi yiyecekler yerine puding, sütlü tatlı veya meyveli tatlıları tüketin,

*Şerbetli tatlıları yarım porsiyon şeklinde tüketin,

*Su tüketimini artırarak metabolizmayı hızlandırın,

*Fiziksel aktiviteyi artırın.”

Related Posts

Uzmanlardan kalbi ve böbreği etkileyen ‘kardiyorenal sendrom’ uyarısı

Türk Böbrek Vakfı (TBV), Türk Kalp Vakfı ve Türk Nefroloji Derneğince “kardiyorenal sendrom” olarak adlandırılan hem kalbi hem böbreği olumsuz etkileyen sağlık sorunlarına dikkati çekildi.

Balık keyfiniz kabusa dönüşmesin! Bir lokması bile büyük risk taşıyabilir

Balık, yüksek biyolojik değere sahip proteinleri, omega-3 yağ asitleri (özellikle EPA ve DHA), D vitamini ve iyot gibi önemli mikro besinleri içeren değerli bir hayvansal besin kaynağıdır. Dyt. Beste Mum, ancak bazı bireylerde bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak tanımlanarak ciddi reaksiyonlara yol açabileceğini söyledi.

Hareketsizlik vücuda nasıl hasar veriyor? Alzheimer ve demans kapıda

Modern yaşamın getirdiği uzun süreli masa başı çalışma, teknoloji bağımlılığı ve azalan fiziksel aktivite, insanları giderek daha da hareketsizleştiriyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğlu, hareketsizliğin vücudumuzda yol açtığı hasarları anlattı.

Bill Gates, servetinin yüzde 99’unu Gates Vakfı’na bağışlıyor

ABD’de Microsoft’un kurucu ortağı milyarder iş insanı Bill Gates, kişisel servetinin yüzde 99’unu sağlık ve eğitim alanında çalışmalar yürüten Gates Vakfı’na bağışlayacağını açıkladı.

Duşta yapılan idrar büyük hata! Uzmanı uyardı: ‘Yıllar içinde böbrekleri bitiriyor’

Duşta idrar yapma, birçok kişinin farkında olmadan benimsediği bir alışkanlık olabilir. Ancak sağlık uzmanları bu davranışın ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğini belirtiyor. Amerikalı ürojinekolog Dr. Teresa Irwin de duşta idrar yapma alışkanlığı hakkında takipçilerine uyarılarda bulundu.

Her 6 çiftten biri bu sorunu yaşıyor: Uzmanından ‘erkek faktörü’ uyarısı

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Zeynep Ataman Yıldırım, kısırlığın yalnızca kadın kaynaklı olmadığını vurgulayarak, infertilite vakalarının yüzde 40’ında erkek faktörünün etkili olduğunu belirtti.